Faşizm Maraş Katliamı’nın sorumlularından Ökkeş Kenger’i milletvekili yaparak ödüllendirmiştir. Geçtiğimiz günlerde Maraş Katliamı’nın baş sorumlularından birisi olan Ökkeş Kenger öldü.
TBMM’de kendisine yakışanı yaparak yüzlerce insanın katline sebep olan bu faşist katil için Meclis’te cenaze töreni düzenledi. Halkımızın deyimiyle körler sağırlar birbirini ağırlar misali burjuvazinin ahırı olan meclis bu faşist katil için anma töreni yaptı. Bu da göstermektedir ki; bu meclis halkın değil faşizmin meclisidir. Ki Ökkeş Kenger’in Maraş Katliamı’nın bir numaralı sanığı olduğunu bilmiyor olmaları mümkün değildir.
Ökkeş Kenger’i andılar çünkü bu Meclis halkın meclisi değildir. Kenger anması bu Meclis’ten halktan yana bir karar çıkmıyor oluşunun göstergesidir. Keza geçmişte milletvekilliği yapıp sonradan ölen her vekil içinde anma töreni düzenlenmiyor. Faşist katil Kenger için anma düzenlenmesi Meclis’in faşist yüzünü tüm çıplaklığıyla göstermektedir.
Ökkeş Kenger’i andılar ki; bu Meclis onun zihniyetin- de ki vekillerle doludur. Onun yolundan onun izinden
gidenler elbette Maraş Katliamı’nı gerçekleştirmiş bir faşist katili anarak kendilerine yakışanı yapmıştır.
ÖKKEŞ ŞENDİLLER (KENGER) KİMDİR?
Ökkeş Şendiller (Kenger) Maraş Katliamı’nın baş sorumlularından birisidir. 12 Eylül sonrası Adana Sıkıyönetim Mahkemesi tarafından Maraş Katliamı’nın bir numaralı sanığı olarak yargılanmıştır. Ancak kendisi- ni Maraş Katliamı’nda kullanan devlet tarafından bu davadan beraat ettirilmiştir. Ardından Kenger olan soyadını Şendiller olarak değiştirmiştir.
1991 yılında genel seçimlerde Milliyetçi Çalışma Partisi’nden milletvekili seçilmiştir. Kurucularından olduğu Büyük Birlik Partisi’nde Genel Başkan Yardımcılığı yapmıştır.
2009 yılında ise bu Alevi katili AKP’nin yaptığı Alevi Çalıştayı’na davet edilerek sahiplenilmiştir.
Maraş Katliamı 19-26 Aralık 1978’de meydana gel- miştir. Resmi kayıtlara göre 111 görgü tanıklarının ifade- lerine göre ise 400 fazla Alevi’nin katledildiği katliamdır
19 Aralık’ta kentteki Çiçek Sineması’na, o dönemin faşizmin propagandasını yapan filmlerinden biri olan, Cüneyt Arkın’ın başrol oynadığı Güneş Ne Zaman Doğacak başlıklı filmin gösterimi sırasında saat 21.00’de patlayıcı madde atılması olayların başlangıcı oldu. İddianameye göre tahrip gücü az patlayıcı madde Ülkücü Gençlik Derneği Maraş Şube Başkanı Mehmet Leblebici ve Başkan Yardımcısı Mustafa
Kanlıdere’nin talimatları ile ülkücü militanlar Ökkeş Kenger ve Yunus İlhan tarafından atıldı. Antep Eğitim Enstitüsü öğrencisi Ökkeş Kenger polise verdiği ilk ifadesinde “Çiçek Sineması’nı kendisinin arkadaşlarıyla birlikte bombaladığını” itiraf etti. Yunus İlhan ise yazılı ifadesinde Ökkeş Kenger tarafından zorlandığını söyledi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün raporlarında da Ökkeş Kenger’in teşkilata patlayıcı madde temin eden kişi olarak nitelendirildiğini belirtilerek şöyle denildi:
“Kenger, 19 Aralık 1978’de Çiçek Sineması’ndaki patlamadan önce ve sonra Ankara ÜGD’ye (Ülkücü Gençlik Derneği) ait 29 43 51 numaralı telefonla konuştu. Kenger, patlamadan hemen sonra sanki bu patlamayı bekliyormuş gibi salondaki şahısları toplayarak onlara öncülük etmiş, emirler vererek sloganlar attırmıştır.”
Bir görgü tanığı katliamı şöyle anlatmıştır; “Maraş doğum hastanesi var, oraya da gittim. Bir kadını öldürmüşler telle direğe bağlamışlar ve bebeğini karnından çıkartıp göğsüne çivilemişlerdi. Kadının her yeri kanlar içerisindeydi.
Bir kadının göğsünü kesmişler, kestikleri göğsünü de çocuğunun ağzına koymuşlardı. Orada Cennet Şimal’ı da gördüm. Cennet Şimal Elif Ana’nın ablasıdır. O dönem bizim yaptığımız evin inşaatına kum getiren demirci Cuma, Cennet Şimal’ın sağ gözünü tornavida ile çıkarttı. ‘90 yaşındaki kadının gözünü niye çıkartıyorsunuz Allah’tan korkmuyor musunuz?’ diye sordum. ‘Bir Alevi öldürürsek biz cennetlik oluruz, kitabımızda yazıyor’ dedi.
Bir kazana koydular. Değnek sapladılar. Bir evin bodrumuna indirdiler. Annesi geldi, kol kemiği düşmüştü. Kocası görmesin diye bir beze bağladı arsasına gömdü.
Kazanın içinde kaynamış etleri topladı bezlere sardı. Herkesin mezarı birdi, Ali Traş’ın üç mezarı vardı. Ama kardeşleri görmedi. Ben gördüm.”
47 yıl önce gerçekleştirilen bu katliamdan bir hafta önce, ülkemizde aynı zamanda 15 yıl ABD Büyükelçiliği yapan CIA Türkiye Masası Şefi Paul Hanze Maraş’ı gezmişti. Bu katliamın CIA ve MİT işbirliği ile gerçekleştirildiğinin açık ispatıydı. 46 yıldır unutulmayan katliamın sorumlularının halen devlet kademelerinde olduğu biliniyor. Gerek katliam sorumlularını Meclis’e kadar girmelerine olanak sağlayarak gerek Maraş Katliamı anmalarına yasaklama getirip polisini saldırtarak, gerekse yeni katliamlar gerçekleştirerek AKP faşizmi de katliamdan sorumludur.
Ökkeş Kenger işlediği tüm suçlardan beraat ettirildi. Görkü tanıkları verdikleri ifadelerde onun katliamda oynadığı rolü anlatmıştır. Ancak devlet tarafından korumaya alınmış ve dışarı salınmıştır. Çünkü Kenger devletin katiliydi.
Maraş Katliamı’nı organize eden CIA ve onun Türkiye’deki ayakları olan Genel Kurmay Başkanlığı, MİT ve Emniyet Teşkilatı’dır. Kenger onlar adına bu katliamı gerçekleştirmiştir.
SUÇU HERKESÇE SABİT OLAN KENGER NEDEN MİLLETVEKİLİ YAPILDI?
TBMM halk için değil halk düşmanı olarak görev yapmaktadır. Hizmet ettiği kurum başta ABD emperyalizmi ve onun işbirlikçisi olan oligarşidir. Bu Meclis’in 23 Nisan 1920 kurulan Kurucu Meclis’le isim dışında hiçbir benzerliği yoktur. İlk kurulan meclis vatanı düşman işgalinden kurtarmak için kurulmuş, antiemperyalist bir
meclistir. Kurtuluş Savaşını yöneterek dünyada emperyalizme karşı ilk zaferi kazanan meclistir. Bugünkü meclis ise ABD emperyalizminin çıkarları için el kaldırıp el indiren meclistir. Bu nedenle de Ökkeş Kenger gibi tescilli faşistleri milletvekili yaparak onları meşrulaştırır, işledikleri suçları yok sayar, onlar da halk düşmanı tüm kararları gönülden onaylarlar. Bir nevi milletvekili yapılarak işledikleri suçların diyeti olarak ödüllendirilirler.
Ökkeş Kenger ve benzerleri Meclis’in gerçek yüzüdür. O Meclis’te yer alan milletvekillerinin büyük çoğunluğu onların işlediği suçlarla övünenlerdir.
Meclisler Hangi Sınıfı Aitse O Sınıfın Çıkarlarını Savunur
İki sınıf vardır. Burjuvazi ve proletarya.
Her iki sınıfın meclisi kendi sınıfının çıkarlarını esas alır. Bu nedenle burjuvazinin meclisi halk düşmanlarının meclisidir. Bu meclis Koçların, Sabancıların çıkarlarını korumak için vardır. Emperyalist tekellerin vatanımızı sömürmesi için yasalar çıkarır. Bu Meclis’in çıkardığı yasalarla emperyalist tekeller ülkemizin yer altı ve yer üstü tüm zenginliklerini çalarlar. Topraklarımızda zeytin ağaçlarımızı sökerler, ormanlarımızı yok ederler, siyanürle altın çıkarıp toprağımızı, suyumuzu zehirlerler. Terörle mücadele adı altında yasalar çıkarıp devrimcileri en ağır cezalara mahkûm ederler.
Burjuvazinin meclisi tam bir tiyatrodur. Sözde halk kendini yönetecekleri seçer. Ancak adayları zaten burjuva partiler seçer. Halk ise kimi seçerse seçsin zaten seçilen burjuvazinin temsilcisidir. AKP’den ya da CHP’den olması önemli değildir. Sözde iktidar ve muhalefet vardır ama her ikisi de halk düşmanı kararları çıkarırken omuz omuzadırlar.
Burjuvazinin meclisinde milletvekillerinin kendi iradeleri yoktur. Parti yönetiminin aldığı kararlar için sadece el kaldırır el indirirler. Emekliler ülkemizde 16 bin lira maaş alırken milletvekili emeklileri 149 bin lira emekli maaşı alıyorlar. Bir milletvekili sadece bir dönem vekillik yapmış dahi olsa emeklilik hakkını kazanıyor. Halkı düşünmeyen böyle bir Meclis’ten halkın yararına kararlar almasını da kimse bekleyemez. Milletvekili olmak bir iş ya da meslek değildir. Ancak burjuvazinin meclisinde iş kotarmak, ihale almak, aracılık yapmak gibi işler yapan vekiller ellerini sıcak sudan soğuk suya değmeden yaşamaktadırlar. Ve bu mecliste faşist katillerden hırsızlara, toprak ağalarından burjuvalara her türlü suça bulaşmış olanlar kendilerine rahatça yer edinebilmişlerdir. Çünkü onlar kendi sınıflarının çıkarlarını koruyorlar. O mecliste sınıfsal tavır takınıyorlar. Her şey burjuvazinin çıkarlarına göre, her şey emperyalizmin istediğine göre şekilleniyor. Çıkardıkları tüm yasalar halk düşmanı yasalardır.
Burjuvazinin meclisinden halka yarar tek bir yasa dahi geçmez. Ülkemiz emperyalizmin yeni sömürgesidir. Yönetim biçimi de buna bağlı olarak faşizmdir.
Faşizmle yönetilen bir ülkede meclis halkın değil burjuvazinin emrindedir. Muhalefet ise göstermeliktir. Bugün mecliste çoğunluğu elinde bulunduran AKP istediği her yasayı meclisten rahatça geçirmekte muhalefetin tüm soru önergelerini, yasa teklifi değişikliği isteğini reddetmektedir. Bu mecliste burjuva anlamında dahi halkın yararına tek bir yasa dahi çıkarılmamaktadır.
Birde halkın meclisi vardır. Bu meclis halkın gerçekten söz ve karar hakkına sahip olduğu tek meclistir. Halkımızın yararına olan neyse onu kabul eder ve uygular. Bu mecliste halka yer vardır. Faşistlere, eli halkın kanıyla yıkanmış halk düşmanı katillere yer yoktur. Burjuvazinin temsilcileri bu mecliste kendilerine yer edinemezler. Çünkü Halk Meclisi emekçi halkın, yoksulların, işçilerin, köylülerin meclisidir.
Lenin meclisi “burjuvazinin ahırı” olarak adlandırmıştır. Çünkü bu düzende bu meclisten çıkan her karar halkın aleyhinedir. Burjuvazi istediği kararları çıkarmak için mecliste kendisini düzene hizmet etmeye adayan faşistlerle doldurmuştur. Ne kadar halk düşmanı, faşist katil varsa hemen hepsi bu mecliste görev almıştır. Sivas Katliamı’nın sanık avukatlığını yapanların neredeyse tamamı düzen partileri tarafından milletvekili yapılmıştır. 16 Mart Katliamı’nı düzenleyen MHP’li Mehmet Gül de milletvekili yapılarak ödüllendirilenlerden birisidir. Hatta Kanlı Pazar’ın kışkırtıcılarından olan İsmail Karaman’a TBMM Başkanlığı dahi yaptırılmıştır.
Bu halk düşmanı vekillerden halkımız lehine kararlar çıkarması zaten beklenemez. Beklemek ise ancak safdillik olur.
Ökkeş Kenger bir halk düşmanı olarak öldü. En büyük üzüntümüz onun devrimci adalet tarafından cezalandırılamamış olmasıdır. Ancak er ya da geç vatanımızı emperyalizmin ve işbirlikçilerinin elinden kurtaracağız. O gün geldiğinde Ökkeş Kenger’i de mezarından çıkarıp atacağız. Halk düşmanlarına vatan topraklarında yer vermeyeceğiz.
Sonuç olarak;
- Ökkeş Şendiller (Kenger) CIA’nın kullandığı kontrgerilla elemanı faşist bir katildir.
- Onu milletvekili yapanlar halk düşmanlarıdır. Onun işlediği Maraş Katliamı suçunu onaylayıp ortak olanlardır.
- TBMM halk düşmanlarını milletvekili yaparak halkın değil emperyalizmin ve oligarşinin meclisi olduğunu göstermektedir.
- TBMM’den halkın lehine tek bir karar dahi çıkmaz. Çıkması da beklenemez.
- Halkımızın yeri faşizmin meclisi değil Halk Meclisleridir. Faşist katillerin vekillik yaptığı meclis değil ancak Halk Meclisleri halkımızın sorunlarını çözebilir.
- Ne Ökkeş Kenger’i ne de diğer faşist katilleri unutmadık. Suçlarının hesabını onlardan tek tek soracağız.
