CEPHELİ; BİR OLAYI, BİR KİŞİYİ MARKSİST-LENİNİST KAVRAMLARLA DEĞERLENDİRİR!
GELİŞİGÜZEL, KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞEN BİLGİLERLE, ÖN YARGILARLA, TEMEL MARKSİST-LENİNİST KAVRAMLARLA YAPILMAYAN HER DEĞERLENDİRME BİZİ DÜZENE GÖTÜRÜR!
Siyaha beyaz, beyaza da siyah diyemezsiniz. Siyah siyahtır, beyaz da beyaz…
Kavramları kafamıza göre, kendi tercihimize göre seçemeyiz; kavramları belirleyen, kavramları tanımlayan tarihsel ve sınıfsal gerçekler, yasalar vardır. Kavramlaştırma bizim niyetlerimizin ötesinde, bilginin yasalarına göre oluşur ve değer kazanır.
Kavramlar konusunda düştüğümüz yanlış; önümüze konulan kavramı sorgusuz sualsiz kabul edip kullanmaktır.
Okuldan, çevreden, bir bütün olarak düzenden öğrendiğimiz kavramlara kesinlikle bilimsel bir şüpheyle yaklaşmalı ve onları kullanmamalıyız.
Kavramlar olmadan bir düşünce yolu oluşturulamaz. Kavramlar ideolojiktir. Hangi ideolojiyle düşünürseniz kavramlar da ona göre şekillenir.
Kavram çözümü belirler. Doğru çözüm için doğru kavramlaştırmalıyız.
Örneğin, ÖZGÜRLÜK kavramının anlamı nedir?
Düzenin okullarında öğretilen tanım: “Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, hürriyet”
Bu tanıma göre hareket edersek eğer; bir kişinin hiçbir koşula bağlı kalmadan istediği her şeyi yapabilmesi mümkündür.
Marksist-Leninistler ise “özgürlük” kavramını “ÖZGÜRLÜK, ZORUNLULUĞUN KAVRANMASIDIR” şeklinde ele alır.
Özgürlük; doğanın ve toplumun bizim irademiz dışındaki hareketinin yasalarına tabidir. Koşulsuz, şartsız bir özgürlük yoktur.
İşten atılan bir işçi, çalışma hakkını kazanmak istiyorsa, gaspedilen maaşını almak istiyorsa DİRENMEK ZORUNDADIR!
Direnmek haktır ama aynı zamanda zorunluluktur da.
Koşullar, yasalar, olanaklar, ilkeler, kurallar atlanarak “ÖZGÜRÜM” denilemez.
SONUÇ OLARAK;
Kavramlar tarihsel bir süreç içinde ortaya çıkar ve sınıfsal içeriklere sahiptir. Siyasal olayları tanımlar ve isimlendirirken anlamlandırırken kullandığımız çeşitli kavramlar vardır.
Sınıfsal kavramları öğrenmek, SINIF BİLİNCİNİN TEMELİDİR.
Sınıf bilincinin olması, kavramların doğru tanımlanması, pratiği de belirler. Yani kavramın ne anlama geldiğini bilmek yetmez, onu her bir siyasal olaya uygulamayı öğrenmeliyiz.
SINIF BİLİNCİNDEN YOLA ÇIKARSAK DOĞRU KAVRAMA DOĞRU KAVRAMDAN DA ÇÖZÜME ULAŞIRIZ!