Home Blog ROJAVA: “DEVRİM” DEĞİL, EMPERYALİZMİN YENİ SÖMÜRGESİ

ROJAVA: “DEVRİM” DEĞİL, EMPERYALİZMİN YENİ SÖMÜRGESİ

0

ROJAVA: “DEVRİM” DEĞİL, EMPERYALİZMİN YENİ SÖMÜRGESİ

Rudaw’da 4 Kasım tarihinde yayınlanan habere göre, IŞİD’e Karşı Uluslararası Koalisyon’un Eski Sözcüsü Albay Myles Caggins tarafından kurulan “Words Warriors” adlı danışmanlık şirketi, ABD’li petrol, doğalgaz ve inşaat firmalarının bölgede iş kurmasına yardımcı olmak için Kamışlı’da ofis açtı. Şirket, Rojava’da açılan ilk ABD şirketi olma özelliğini taşıyor.

Şirketin kurucusu, aynı zamanda Kürdistan Petrol Endüstrisi Birliği’nin (APIKUR) sözcülüğünü yapan Caggins, ABD Ordusu Mühendisler Birliği ile de çalıştıklarını ve bölgedeki üslerde küçük ölçekli inşaat projelerine ABD’li mühendislerinin danışmanlık yaptığını belirtti. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve Rojava yönetimi ile kurduğu yakın ilişkilerden yararlanarak ABD’li yatırımcıları bölgeye çekmeye amaçladıklarını ve Kürt yönetimi ile “uzun vadeli ekonomik istikrarı destekleyecek işbirlikleri” geliştirmeyi planladıklarını söyledi.

Bu haber üzerine söylenebilecek yeni hiçbir şey yok. Keza Rojava’da yaşananlara dair daha ilk günden itibaren değerlendirmelerimiz açık ve netti. Yaşanan devrim değildir, dedik. Çünkü Mahir Çayan’ın tanımına göre devrim; “Halkın devrimci girişimiyle aşağıdan yukarı, mevcut devlet cihazının parçalanarak politik iktidarın ele geçirilmesi ve bu iktidar aracılığıyla yukarıdan aşağıya daha ileri bir üretim düzeninin örgütlenmesidir.” (Mahir Çayan Bütün Yazılar)

Rojava’daki yönetimin bugün ne halde olduğu ise açıktır.

DEVRİM BUNUN NERESİNDE?

‘IŞİD’e karşı savaştığı’ gerekçesiyle Kürt milliyetçi hareket tarafından dünya halklarına ‘devrim’ diye yutturulmaya çalışılan Rojava yönetimi, özel mülkiyeti güvence altına alan, kapitalizmle uyum içinde, emperyalizmin emrinde bir yönetimdir.

Emperyalistler IŞİD’i silahlandırıp halkların üstüne salmış, Kürt halkına saldırtmış, ardından da Kürt milliyetçilerini silahlandırarak “IŞİD’le savaşan”, “terör örgütünü yenen” sahte “kahramanlar” yaratmıştır.

Emperyalizm bu “kahramanları” övmüş, sırtını sıvazlamış, eğitip donatmış ve işbirlikçi bir ordu yaratmaya başlamıştır. Yani Kürt milliyetçi hareket, emperyalizm tarafından kullanılmaya devam etmiştir. Başta ABD olmak üzere, Fransa, Almanya gibi emperyalist ülkeler sürecin başından itibaren SDG’ye on binlerce tır silah, araç, teçhizat, eğitim için ‘yardım’da bulunmuştur. On binlerce ton silah, milyonlarca dolar para karşılığında SDG, ABD emperyalizminin “kara gücü”ne dönüşmüştür.

Rojava’da olan ABD emperyalizminin askeri, siyasi, ekonomik egemenliğinin, Kürt milliyetçi hareket eliyle tesis edilmesidir. Bu egemenlik 25 ABD üssüyle, ABD’nin politikaları doğrultusunda operasyonlar yapan Kürt milliyetçi hareket ile sağlanmaktadır. Böyle bir ‘devrim’in ne Kürt halkına ne Orta Doğu halklarına ne de dünya halklarına kazandıracağı hiçbir şey yoktur! “IŞİD’e karşı savaş“ demagojisiyle, ABD silahlarıyla, dolarıyla işgal gücü olmayı meşru göstermeye çalışan Kürt milliyetçi hareket, önce ABD’nin paralı askeri ve ardından da Rojava’da kurdurduğu 25 üs ile ABD’nin ÜS BÖLGESİ olmuştur.

Soruyoruz:

Devrim bunun neresindedir?

Kürt halkının bağımsızlığı ve özgürlüğü, kendi kaderini tayin hakkı nerededir? İkinci İsrail olmanın, Kürt gençlerine Orta Doğu halklarını kırdırtmanın neresindedir kurtuluş? Bırakalım devrimi, en ufak bir ilericilik dahi taşımamaktadır Kürt milliyetçi hareket.

ORTAK DÜŞMAN ABD EMPERYALİZMİDİR

Dünyadaki toplumsal hiçbir gelişme, ezilen dünya halklarıyla emperyalistler arasındaki baş çelişki gözardı edilerek açıklanamaz. Antiemperyalizm, ezilen dünya halklarının penceresidir. Ezilen halkların penceresinden değil, burjuvazinin penceresinden bakanlar yenilmeye mahkûmdur.

Bir hareketin ilerici mi yoksa gerici mi olduğunu, desteklenip desteklenmeyeceği belirleyen tek kıstas: EMPERYALİZME KARŞI OLUP OLMADIĞIDIR. Emperyalizmle işbirliği ilericilik olamaz!

Halkların çıkarları emperyalistlerle ortak olamaz. Emperyalizm Kürt, Arap, Türk, Süryani… tüm dünya halklarının ortak düşmanıdır.

Milliyetçilik halkları kurtuluşa götürmez. Kurtuluş halkların emperyalizme karşı ulusal ve sınıfsal temelde savaşımından geçer.

Kürt halkının düşmanlarıyla uzlaşan, emperyalizm tarafından kullanılan Kürt milliyetçi hareket, kendi halkının sorunlarından ve çözümlerinden fersah fersah uzaklaşmıştır.

Ulusal sorunu yaratan da ve askeri saldırılarla, işgallerle halklara saldıran da emperyalizmdir.

Dünya halklarının ortak düşmanı ABD emperyalizmi, Kürt halkının da düşmanıdır.

ABD’de ‘Kürt halkının dostu’ yaratmaya çalışan, ABD emperyalizmi tarafından kullanılan Kürt milliyetçi harekettir.

2000’lerden sonra Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) kapsamında da aynı politikalarla sonuç almaya çalışmaktadır.

Emperyalizmin milliyetçi hareketlere verdiği ‘desteğin’ özeti budur.

Bu gerçekleri ortaya koyduğumuz için Kürt milliyetçilerinin saldırılarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Bize saldıranlar kendi yok oluşlarını hızlandırıyorlar.

Kürt milliyetçi hareketin politikası; uzlaşma ve silahlı mücadeleyi tasfiye etmektir!

Kürt milliyetçi hareketin dilinden düşürmediği “demokrasi” ve “barış”, emperyalizm ve oligarşiye tam teslimiyettir. Suriye’de ABD emperyalizmine 25 askeri üs kurdurarak, ABD başkanlarından “övgü” alarak ilan ettikleri bu teslimiyettir!

Bu teslimiyet onları dünya halklarının baş düşmanı ABD emperyalizmi adına, Suriye’de ve Orta Doğu’da halkları katletmek üzere ikinci İsrail olma yoluna sokmuştur!

EMPERYALİZM DEĞİŞMEMİŞTİR VE DEĞİŞMEYECEKTİR.

HALKLARIN TEK KURTULUŞ YOLU, EMPERYALİZME KARŞI SAVAŞMAKTIR!

“Amerikan emperyalistleri ve onun köpekleri uzun yıllardır ülkemizi talan edip yağmaladılar; neyimiz var neyimiz yoksa alıp götürdüler. Emekçi halkımızın ve bütün çalışanların alın terini ve emeğini çaldılar. Bütün zenginliklerimize, petrolümüze, kromumuza, bakırımıza… bütün doğal kaynaklarımıza el koydular. Geride bize açlık, tahammül edilmez bir sefalet, binlercemizi kırıp geçiren bulaşıcı hastalıklar, halkımızı karanlıkta yaşamaya mahkûm eden bir cehalet bıraktılar. (…) Kendi topraklarımızın üzerinde köle bir halk haline getirildik. Bu durum hep böyle sürüp gidecek midir? HAYIR, BİN KERE HAYIR!” (THKC 1 No’lu Bülten)

Mahirlerin 54 yıl önce söyledikleri, bugün hâlâ Orta Doğu’dan Latin Amerika’ya dünyanın dört bir yanındaki yeni sömürgelerde geçerlidir. Emperyalizmin kara gücü, kuyu bekçisi haline gelen, Trump’ın ve Orta Doğu sömürge valisi olarak atadığı Tom Barrack’ın talimatlarıyla Colani gibi işbirlikçi cihatçı çetelerle tokalaşan SDG; Suriye’yi bu çetelerle birlikte emperyalist yağmanın merkezi haline getirerek ABD emperyalizmine bir

yeni sömürge devlet daha kazandırmakta ve emperyalizmin Orta Doğu’daki pazar alanını genişletmektedir.

Kürt milliyetçi hareketin bugün Rojava’da katil ABD emperyalistleriyle kurduğu yeni sömürgecilik ilişkileri ve yaptığı ikili anlaşmalar, başta Kürt halkı olmak üzere tüm Suriye halklarına ihanettir.

Vatanseverliğin ölçütü, dünyanın her yerinde aynıdır: Antiemperyalist olmak. Bunun Rojava’da nasıl olması gerektiği ise Anadolu topraklarındakinden farklı değildir. Çözüm; emperyalizme karşı “KURTULUŞA KADAR SAVAŞ”tadır…

“Madde 3- Emperyalizmle her türlü siyasi, ekonomik, kültürel bağımlılık ilişkisine son verilecek, ülkenin bağımsızlığı her şeyin üzerinde tutulacaktır. Ülkemizdeki yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarının tek ve gerçek sahibi ülke halklarıdır. Ülke toprakları üzerinde emperyalistlere hiçbir özgürlük tanınmaz.

Madde 9- Tüm emperyalist kuruluşlardan çıkılacak ve emperyalizmle yapılmış tüm ikili anlaşmalar iptal edilecek; ülkemizdeki emperyalist üsler kapatılacak, çeşitli gerekçelerle topraklarımızda üslenmiş bulunan emperyalist askeri güçler ülkeden çıkarılacaktır.

Madde 18- Demokratik Halk Cumhuriyeti ulusların kendi kaderlerini özgürce belirleme haklarının koşulsuz savunucusudur. Kendini bu hakkın kullanılmasının koşullarını yaratmakla yükümlü sayar. Ulusal baskının kaynağı emperyalistler ve yerli işbirlikçi sınıflardır, onların devletidir. Halkın iktidarı, emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin iktidarına son vererek ulusal baskının kaynağını ortadan kaldırıp uygulayıcılarını iktidardan uzaklaştıracaktır.

Madde 43- Emperyalizmin ve Tekellerin Ekonomik Egemenliğine İzin Verilmez. Demokratik Halk Cumhuriyeti, üretici güçlerin gelişmesinin ve ülke kalkınmasının önünde engel olan emperyalizmin ve tekellerin ekonomik ve siyasi tahakkümünü kaldıracak politikaları yürürlüğe koyar.” (Halk Anayasası Taslağı, 5. Baskı)

Sonuç olarak;

Kürt halkının ve tüm Anadolu halklarının direnme dinamiklerinin yok edilmesine, kurtuluş umudunun parlamentoya gömülmesine ve devrimlerin umut olmaktan çıkarılmasına asla izin vermeyeceğiz!

Kürdistan, Kürt halkınındır! Kürt halkının kurtuluşu emperyalizme ve faşizme karşı savaştadır!

Ulusal sorunu yaratanlar, Kürt sorununu çözemezler!

Kürt halkının kurtuluşu, Anadolu ihtilalindedir!

Emperyalizme ve faşizme karşı halkımızın tek silahı:

ORTAK MÜCADELE, ORTAK ÖRGÜTLENME, ORTAK İKTİDAR!

TEK YOL DEVRİM, TEK KURTULUŞ SOSYALİZM!

Halk Okulu, Sayı: 316

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Exit mobile version