Home Eğitim DEM PARTİ VE AKP NEYİ PAZARLIYOR,NEYİ SATIYORLAR? TESLİMİYET PAZARLANIYOR;DİRENİŞ SATILIYOR!

DEM PARTİ VE AKP NEYİ PAZARLIYOR,NEYİ SATIYORLAR? TESLİMİYET PAZARLANIYOR;DİRENİŞ SATILIYOR!

0

DEM PARTİ VE AKP NEYİ PAZARLIYOR NEYİ SATIYORLAR?

TESLİMİYET PAZARLANIYOR, DİRENİŞ SATILIYOR!

DİRENENLER TUTSAK KALACAK, TESLİM OLANLAR SERBEST BIRAKILACAK!

DİRENİŞ CEZALANDIRILACAK, TESLİMİYET VE UZLAŞMA ÖDÜLLENDİRİLECEK…

FAŞİST BAHÇELİ DÜN “BEBEK KATİLİ” DEDİĞİ ÖCALAN’A, NE OLDU DA BUGÜN “KURUCU BAŞKAN” DİYE HİTAP ETMEYE BAŞLADI?

“TERÖRİST” NASIL OLDU DA “KARDEŞ” OLDU?

ANADOLU TOPRAKLARINDA İŞBİRLİKÇİLİĞİN MEŞRULAŞMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ,

BU TOPRAKLARDA DİRENENLER VAR, DİRENME GELENEĞİ VAR!

KUYU TİPİ HAPİSHANELERE KARŞI SERKAN ONUR YILMAZ 377,

AYBERK DEMİRDÖĞEN 257 VE FİKRET AKAR 238. GÜNDÜR DİRENİYOR!

Dağdaki Gerillanın Eşi Semra Güzel Tahliye Edildi, Dağdaki Gerillanın Eşini Tahliye Eden AKP İktidarı Serkan Onur Yılmaz’ın Ölüm Orucuna Sessiz Kalıyor

Grup Yorum Emekçilerini, Halkın Avukatlarını, TAYAD’lı Ana Babaları Tutukluyor, Teslim Olanları Serbest Bırakıyor!

Neden?

ÇÜNKÜ DİRENENLERİ CEZALANDIRMAK VE TESLİMİYETÇİLERİ ÖDÜLLENDİRMEK İSTİYORLAR

UZLAŞMA, TESLİMİYET VE TASFİYE ÖDÜLLENDİRİLİYOR, DİRENİŞ CEZALANDIRILIYOR

BU POLİTİKA NATO POLİTİKASIDIR, ABD’NİN POLİTİKASIDIR.

Tüm Dünyada Direnişleri, Direnenleri Yok Etmek, Uzlaşma, Teslimiyet ve Tasfiyeyi Meşrulaştırarak Halkları Sömürü Düzenine Sonsuza Kadar Boyun Eğdirmek İstiyorlar!

UZLAŞMACILIK, TESLİMİYETÇİLİK VE TASFİYECİLİK YENİLECEK, TARİHİ DİRENENLER YAZACAK!

PAZARLIK…

DEM PARTİ VE AKP NEYİ PAZARLIYOR, NEYİ SATIYORLAR?

TESLİMİYET PAZARLANIYOR; DİRENİŞ SATILIYOR!

DİRENENLER TUTSAK KALACAK, TESLİM OLANLAR SERBEST BIRAKILACAK

DİRENİŞ CEZALANDIRILACAK, TESLİMİYET VE UZLAŞMA ÖDÜLLENDİRİLECEK

KAPALI KAPILAR ARDINDA, GİZLİ KAPAKLI GÖRÜŞMELER VE ANLAŞMALAR

PKK’nın silahsızlandırılması ve gerillanın tasfiyesi süreci gizli kapaklı yürütülen görüşmeler ve içeriği açıklanmayan anlaşmalarla devam ediyor. DEM Parti İmralı heyeti, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile 30 Ekim günü üçüncü görüşmesini gerçekleştirdi. Görüşme basına kapalı gerçekleşti.

PKK’nın Kuzey Irak’ta silahları yakması ve sonrasındaki gelişmeler sonucunda 200 PKK’lı tutuklu ve hükümlüsünün sessiz sedasız serbest bırakıldıkları ve 700 kişinin daha serbest bırakılacakları haberleri gündeme düştü.

İlk olarak Sözcü gazetesinde yayınlanan habere göre; Anayasa Mahkemesi’nin “terör örgütüne üye olmakla beraber örgüt adına suç işlemeyi düzenleyen TCK’nın 220. Maddesi’nin 6.fıkrasını iptal etmesi üzerine bu suçtan yargılanıp mahkûm olan yaklaşık 4 bin 500 kişinin dosyası bulunduğu ve yasal boşluktan yararlanarak bu mahkûmlara tahliye kapısı aralandığı iddia edildi.”

Bu iddialar Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a da soruldu. Adalet Bakanı iddialara kesin bir cevap vermezken yaptığı açıklamada AYM’nin iptal kararını hatırlatarak “Burada Anayasa Mahkemesi her bir fiilden dolayı her iki suç bakımından ayrı ayrı cezalandırmayı suç ve ceza dengesi bakımından ağır bulduğu gerekçesiyle bir iptal kararı vermişti ve bu iptal kararı doğrultusunda tabii Meclis’imizde yeni bir düzenleme yapılmayınca burada kişilerin bu şahısların işledikleri suçlardan ceza alacağı ama örgüt üyesi olmadıkları için örgüt üyesi gibi cezalandırılmayacağı gibi bir sonuç ortaya çıktı” açıklamasında bulundu.

Bakan Tunç açıklamasının devamında; “Terör örgütünün silah bırakmasıyla ilgili süreç devam ediyor. Bu süreç devam ediyor. Bu süreç içerisinde hepimizin temennisi geleceğe güvenle bakmak. Bu sürecin başarılı olması hepimizin temennisi. Adalet Bakanlığı’mıza düşen hususlar var. Bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hukuk içerisinde ne yapılması gerekiyorsa yapacağız.”

Bakan Tunç, Adalet Bakanlığı olarak “hukuk” çerçevesinde gerekenleri yapacağız diyor. Yani yasalarıteslimiyet sürecine uygun olarak düzenleyecekler.AYM’nin, bir fiilden dolayı her iki bakımdan ayrı ayrıcezalandırmayı iptal etmesi ve bunun sonucundaPKK’ların serbest bırakılması Adalet Bakanı Tunç’un “hukuk çerçevesinde gerekenleri yapacağız” sözlerininpratik karşılığıdır.

Ancak bu yasal düzenlemelerden herkes değil, PKK’lı mahkûmlar yararlanacak. Yani mesele yasalardaki çarpıklıkların düzeltilmesi değil, yasaların, tasfiye sürecine göre düzenlenmesidir. Bu düzenlemeler, DEM Parti ile AKP-MHP arasındaki gizli kapaklı pazarlıkların sonucudur. En son 30 Ekim günü DEM Parti İmralı heyeti ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında basına gizli görüşme yapıldı. Bu görüşme DEM Parti ile Cumhurbaşkanı arasındaki üçüncü görüşmedir. DEM Parti heyeti bu görüşme öncesinde İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirdi.

Tüm bu görüşmeler gizli kapaklı yapılıyor. Kapalı kapılar arkasında ne konuşulduğu, hangi konularda anlaşıldığı, hangi tavizlerin verildiği veya karşılıklı hangi sözlerin verildiği halktan gizleniyor.

Her şey halktan gizli yapılıyor.

Kürt halkının temsilcisi olduğunu söyleyenler

Kürt halkından gizli anlaşmalar yapıyor.

Yine iktidar tüm bu görüşmeleri Türk halkından gizliyor.

HALKLARDAN GİZLİ KAPAKLI NE KONUŞULUYOR? NEDEN HALKTAN GİZLENİYOR?

Çünkü konuşulanları, pazarlıkları, karşılıklı verilen sözleri halkların öğrenmesini istemiyorlar. Yıllardır süren bir savaş var, bu savaşta halkın evlatları öldü, halk öldü. Bedeli hep halk ödedi. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi bütün geçmiş inkâr ediliyor.

Kürt halkına verilen sözler inkâr ediliyor.

Şehitler inkâr ediliyor, bağımsızlık, özgürlük talebi inkâr ediliyor.

Tüm bunun sonucunda da ödüllendiriliyorlar.

UZLAŞMACILIK VE TASFİYECİLİK ÖDÜLLENDİRİLİRKEN DİRENİŞ CEZALANDIRILMAK İSTENİYOR

Türkiye’de şu anda Kuyu Tipi Hapishanelere karşı yürütülen bir ölüm orucu direnişi var. Serkan Onur Yılmaz 21 Kasım 2025 günü ölüm orucu direnişinin 376. gününü, Ayberk Demirdöğen ölüm orucu direnişinin 256. gününü dolduruyorlar. Fikret Akar süresiz açlık grevi direnişinin 237. gününü dolduruyor.

S, R, Y Kuyu Tipi Hapishaneleri iki sene önce sessiz sedasız açıldı. Cephe Tutsakları Kuyu Tipi Hapishanelere götürülene kadar kimsenin buralardan, mimari yapısından, bu hapishanelerle neyin amaçlandığından haberi yoktu. Kimse Kuyu Tipi Hapishanelere yönelik tek kelime bilmiyordu ve kimse tek kelime dahi etmiyordu.

Cepheli tutsakların Kuyu Tipi Hapishanelere götürülmesi sonrasında, çizimlerle buraların mimarilerini dünyaya açıkladık. Ve amaçlarının devrimcileri kuyulara gömerek teslim almak olduğunu anlattık.

Kuyu Tiplerini anlattık ve direnişe başladık.

Kuyu Tipi Hapishanelere götürülen her tutsağımız direnişe başladı. Direnişlerimizle 30 zafer kazandık.

Direnmeye devam ediyoruz.

Gelinen aşamada oligarşi direnişçilerimizi katletmek istiyor. Taleplerini kabul etmeyerek direnişçilerimizi öldürmeyi amaçlıyor.

YA TESLİMİYET YA ÖLÜM diyorlar.

Dağdaki gerillanın eşi Semra Güzel tahliye edildi, dağdaki gerillanın eşini tahliye eden AKP iktidarı Serkan Onur Yılmaz’ın ölüm orucuna sessiz kalıyor. Grup Yorum emekçilerini, Halkın Avukatlarını, TAYAD’lı ana babaları tutukluyor. Teslim olanları serbest bırakıyor.

NEDEN?

ÇÜNKÜ DİRENENLERİ CEZALANDIRMAK

VE TESLİMİYETÇİLERİ ÖDÜLLENDİRMEK İSTİYORLAR.

UZLAŞMA, TESLİMİYET VE TASFİYE ÖDÜLLENDİRİLİYOR,

DİRENİŞ CEZALANDIRILIYOR.

BU POLİTİKA NATO POLİTİKASIDIR, ABD’NİN POLİTİKASIDIR.

Tüm dünyada direnişleri, direnenleri yok etmek, uzlaşma, teslimiyet ve tasfiyeyi meşrulaştırarak halkları sömürü düzenine sonsuza kadar boyun eğdirmek istiyorlar.

Onlarca devrimci cezalarını bitirdikleri halde, “iyi hal göstermedi” gerekçesiyle ya da düzmece dosyalarla ve sahte ifadelerle hapishanelerde tutulmaya devam ederken PKK’lılar özel yasal düzenleme yapılarak serbest bırakılıyorlar.

Ne oldu da köyleri yakan, binlerce insanı katleden, işkencelerden geçiren, toplu mezarlara gömen, gözaltında kaybeden faşizm bir anda bunları dağdan indirmeye, hapishaneden çıkarmaya, el sıkışmaya, kucaklaşmaya karar verdi?

FAŞİST BAHÇELİ DÜN ‘’BEBEK KATİLİ’’ DEDİĞİ ÖCALAN’A,

NE OLDU DA BUGÜN ‘’KURUCU BAŞKAN’’ DİYE HİTAP ETMEYE BAŞLADI.

‘’TERÖRİST’’ NASIL OLDU DA ‘’KARDEŞ’’ OLDU?

BU SORULARIN HEPSİNİN CEVABI EMPERYALİZMİN POLİTİKALARINDA SAKLIDIR.

Emperyalizm İkinci Paylaşım Savaşı sonrasındaki en büyük saldırganlık döneminin içindedir. Bütün dünyaya yeni sömürgeciliği ve neoliberal politikaları dayatıyor.

Tekeller dünya kaynaklarının tümünü talan etme peşinde.

Bu nedenle Irak’a, Afganistan’a, Libya’ya, Suriye’ye saldırdılar, İran’a saldırdılar. Gazze ve Lübnan’a saldırdılar. Orta Doğu’yu emperyalist çıkarlara göre yeniden şekillendirme peşindeler.

Türkiye oligarşisini ve PKK’yı da bu politikaları için kullanma programları var. Bu amaçla bunları bir araya getiriyorlar.

İktidarın “Terörsüz Türkiye” dediği esasında emperyalizmin politikalarına göre yeniden düzenlenmiş bir Türkiye’dir ve bunun içinde PKK da yer alıyor.

PKK’nın uzlaşmacı ve tasfiyeci çizgisi meşrulaştırılırken diğer yandan direnenler en ağır şekilde cezalandırılmak isteniyor. Kuyu Tipi Hapishaneler bu nedenle inşa edildi, bu nedenle direnenler Kuyu Tipi Hapishanelerde çürütülmek isteniyor.

PKK bugünkü durumuyla direniş kırıcıdır, direniş karşıtıdır.

PKK’nın uzlaşmacılığı teslimiyete, tasfiyeye çağrıdır. Bu nedenle ödüllendiriliyorlar.

Teslimiyeti meşrulaştırdıkları için ödüllendiriliyorlar.

Direniş karşıtı, direniş kırıcısı oldukları için ödüllendiriliyorlar.

Bugün yurt hakkı için direnen bir öğrenci on yıl cezaya çarptırılırken dağdaki gerillanın eşi serbest bırakılıyor.

TAYAD’lı bir ana hapisteki oğluna harçlık yatırdığı için “terörü finanse etmek” suçundan tutuklanıyor, öte yandan “örgütün sorumlusu” diye yargılananlar serbest bırakılıyor.

Çünkü emperyalizmin bölgedeki çıkarları bunu gerektiriyor.

ANADOLU TOPRAKLARINDA İŞBİRLİKÇİLİĞİN MEŞRULAŞMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!

BU TOPRAKLARDA DİRENENLER VAR DİRENME GELENEĞİ VAR!

DİRENİŞİ VE DİRENENLERİ YOK EDEMEYECEKLER!

Biz direniyoruz.

Dün F Tiplerine 122 şehitle direndik, bugün S, R, Y Kuyu Tiplerine direniyoruz.

Emperyalizmin hiçbir politikasına, faşizmin hiçbir saldırısına politikasız kalmadık, direnişsiz kalmadık.

Anadolu topraklarını kanımızla, canımızla direnme ve teslim olmama geleneğini mayaladık. Kızıldere’den bu yana direniyoruz ve bu gerçeği hiçbir politika değiştiremez.

Hiç kimse işbirlikçiliği ve tasfiyeciliği bu topraklarda meşrulaştıramayacak.

Biz halkımızın acılarını unutmayacağız, biz Türk halkının da, Kürt halkının da acılarını unutmayacağız.

Evet birileri teslimiyetçiliğinin karşılığı olarak emperyalizm ve faşizm tarafından ödüllendirilebilir ancak bunlar halkların tarihinde kalıcı olamayacaklar, teslimiyetçi çizginin vatanımız ve halkımızın geleceği için söyleyecekleri hiçbir şey kalmamıştır artık.

Teslimiyet dışında halkımıza verebilecekleri hiçbir şey kalmadı.

ARTIK SÖZ SADECE VE SADECE DİRENİŞİNDİR, DİRENENLERİNDİR.

GELECEK HAKKINDA,

HALK VE VATAN HAKKINDA

TEK SÖZ HAKKI

HER TÜRLÜ BEDELİ GÖZE ALARAK DİRENENLERİNDİR, BİZİMDİR.

Anadolu halklarının tarihi her türlü işbirlikçiliği, teslimiyetçiliği ve tasfiyeciliği aşacak güçtedir.

Bu güç halkımızın antiemperyalist mücadele tarihinden gelir.

Bu ülkenin gerçek vatanseverleri olarak halkımızın tarihinden aldığımız güçle herkese ve her şeye rağmen direnmeye, bağımsızlık ve sosyalizm için mücadele etmeye devam edeceğiz ve Anadolu’nun tarihinden bu tasfiyeciliği söküp atacağız.

UZLAŞMACILIK, TESLİMİYETÇİLİK VE TASFİYECİLİK YENİLECEK,

TARİHİ DİRENENLER YAZACAK!

Halk Okulu Dergisi, Sayı 315

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Exit mobile version