Özgür Tutsaklar Örgütlenmesi Açıklaması:Uzun Soluklu Bir Direnişte Bayrağı Elden Ele Aktararak Direnişimizi Zafere Taşıyoruz
HER TÜRLÜ DEMAGOJİ ÇARPITMA YALAN VE DEDİKODULARA KARŞI AÇIKÇA İLAN EDİYORUZ Kİ…
YOLUMUZ UZUN DİRENİŞİMİZ DEVAM EDİYOR.
MEKSİKA’DAN FİLİSTİN’E SRY TİPLERİNDEN LÜBNAN’A… DİRENİŞ NEREDE İSE DÜNYANIN MERKEZİ ORASIDIR DİYE HAYKIRMAYA DEVAM EDİYORUZ
SRY TİPİ DİRENİŞİMİZ HALA DÜNYANIN MERKEZİDİR
Serkan Onur Yılmaz, Antalya Kuyu Tipi Hapishanesi’nde 11 Kasım 2024 tarihinde Süresiz Açlık Grevi direnişine başladı.
Direnişin amacı Kuyu Tipi Hapishanelerin Kapatılması ve Kuyu Tipi olmayan, yoldaşlarının olduğu bir hapishaneye sevk olmaktı.
Direnişi zafer kazandı. SEVK TALEBİ KABUL EDİLDİ. Süresiz açlık grevinin 213. gününde Bolu F Tipi Hapishanesi’ne sevk oldu.
Bundan sonra direnişini Kuyu Tipi Hapishanelerde direnen yoldaşlarının direnişlerini desteklemek için sürdürdü.
Bu emperyalizmin bireyciliği bencilliği dayattığı bir dünyada sosyalist değerlerin gücüdür.
Bireysel kurtuluşun karşısında toplumsal kurtuluş sosyalizmin değeridir.
Bencilliğin, bireyciliğin karşısında yoldaşlık sosyalizmin değeridir.
Serkan Onur Yılmaz sosyalizmin değerlerini yaşatmış büyütmüştür.
Tam 375 gün sürdürdüğü direnişinin 162 günü kuyu tipi hapishanelerde direnen yoldaşlarına destektir.
Kuyu Tipi Hapishanelere karşı direnişimizi, direniş bayrağını elden ele devrederek 1 Mayıs 2023 tarihinden bugüne sürdürüyoruz.
Emperyalizmin ve faşizmin uzun süreli teslim alma saldırısının karşısında uzun süreli bir direnişin içindeyiz.
Bu direnişi sürdürmek için yeni bir aşamaya geçiyoruz. Direniş bayrağı kuyu tipi hapishanelerdeki 13 direnişçi tarafından taşınıyor.
Yeni bir aşama yeni bir program ile direnişimiz devam edecek.
Serkan, 21 Kasım 2025’te direnişini tam 375 gün sürdürdükten sonra direnişine ara verdi.
Yüzlerce gün süren açlık grevi, ölüm orucu direnişlerimizle adım adım örüyoruz zaferi.
Zafer, emperyalizmin ve faşizmin politikalarına geçit vermemektir.
Amerikan Emperyalizmi dünya imparatorluğu kurmayı hedefliyor.
1947, ABD Başkanı H. Truman: “ABD sistemi, bir dünya sistemi olmadan yaşayamaz.” dedi.
Amerika dünya sistemi yapılacaktı. Nasıl? Tüm dünya ülkelerini sömürgeleştirme, Amerika’nın ideolojik, kültürel, politik, askeri egemenliği kurulacaktı.
Yeni sömürgecilik ilişkileri 1947’den itibaren geliştirilmeye başlandı.
Ekonomik – askeri anlaşmalarla Türkiye ve Yunanistan’da yeni sömürgecilik ilişkilerinin ilk adımları atıldı.
1947’lerden bugüne yeni sömürgeleştirme programı uygulanıyor.
1970’lerden günümüze yeni sömürgecilik politikalarının uygulanma biçimine “neo liberalizm” dendi.
Neo Liberalizmin ilk uygulandığı ülke Şili oldu. Allende sosyalistti. Seçimle yönetime geldi. 1973’te Amerika’nın örgütlediği bir darbe ile sosyalist iktidar yıkıldı. Allende katledildi. Özelleştirilme ve yağma politikaları hayata geçirildi.
İşte neo liberalizm buydu. İşgallerle, darbelerle Amerika’nın egemenliği sağlanacaktı.
Şili Askeri faşist darbesini Latin Amerika’da, Asya’da, Afrika’da pek çok faşist darbe ve neo liberal politikalar izledi. Türkiye’de bunun uygulanması 1980 Askeri faşist darbesi ile oldu. Arkasından getirilen ANAP iktidarı ile Türkiye özelleştirme ve yağma politikalarıyla, yani neo liberalizm denilen politikalarla tanıştı. Neo liberalizm dedikleri emperyalist tekellerin önündeki tüm engellerin kaldırılması, sınırsız kontrolsüz sömürü demekti.
1990’lı yıllar sosyalist ülkelerde karşı devrimler gerçekleşti. Revizyonist iktidarların emperyalizme yenilgisiydi.
Amerika açıklanan doktrinler, strateji belgeleriyle yönetiliyor.
Hepsinin özü, dünya sistemi haline gelmektir.
Dünya sistemi demek, tüm dünyada Amerikan emperyalizminin tam egemenliğinin kurulmasıdır.
Amerikan emperyalizminin çıkarlarına aykırı tüm
İnsanlar
Örgütler
Ülkeler hedef alındı. Kişileri, örgütleri, ülkeleri hedef alan terör listeleri yayınlandı.
Propaganda, Amerika diktatörlükleri yıkıyor, ülkelere demokrasi götürüyor.
“İnsan Hakları” ve “Demokrasi” işgallerin, yönetim değişikliklerinin gerekçesi yapıldı.
Sola, sosyalizme ait tüm kavramlar, değerleri yozlaştırma politikası izlendi.
Karşı devrimlerin adına devrim dendi.
Karanfilli, güllü, renkli karşı devrimler Amerikancı iktidarların yönetime getirilmesinin aracı yapıldı.
Amerika’nın işbirlikçisi çetelere “devrimci” dendi.
Rojava örneğinde olduğu gibi Amerikan işgali ve işbirlikçiliğin adına devrim dendi.
Devrimci ideoloji ve literatür hedef alındı.
Adına Yeni Dünya Düzeni dendi.
Sosyalist sistem yok, emperyalizm tek hâkim, “tek kutuplu dünya” dendi.
ABD emperyalizmi, 2001 yılında “önleyici savaş doktrini”ni açıkladı.
Stratejileri “vurulmadan vurma”, “terörle savaş”.
Anlamı: Amerika her ülkeyi bombalayabilir, işgal edebilir.
Amerika’ya boyun eğmeyen her ülke, örgüt, kişi “terörist”tir.
Uluslararası yasalar, hukuk, anlaşmalar… Hiçbirinin anlamı yok. Hukukun üstünlüğü denilen emperyalizmin hâkimiyetidir.
F Tipi Hapishaneler, Kuyu Tipi Hapishaneler
Amerika’nın Tam Egemenliğini Sağlamak İçin,
Direnişimiz Devrimi Yaşatmak ve Büyütmek İçindir
Emperyalizmin teslim alma araçları:
Hapishane
İşkence
Katliam
FARC’dan Kürt Milliyetçi harekete emperyalizmin egemenliğine boyun eğdiler.
Biz direndik. Bağımsızlık dedik, demokrasi dedik, sosyalizm dedik.
F Tipi hapishaneler gündeme getirildi.
19 -22 Aralık 2000’de 20 hapishaneye birden saldırı düzenlendi. 28 devrimci tutsak katledildi. 24’ü Cepheli tutsaktı.
Faşizm egemenlerin en KANLI saldırı aracıdır
Halkların faşizme karşı en büyük silahı ise DİRENİŞTİR.
Saldırıya 8 bin asker katıldı. 20 bin gaz bombası kullanıldı.
Katliamın sorumlusu komutan Zeki Bingöl itiraf etti; “Operasyon, solu ulusalcı kanada getirmek için yapıldı, DHKP-C’ye karşı yapıldı.”, “Operasyon DHKP-C’yi bitirmek için yapıldı”.
Teslim alamadılar. Bitiremediler. Çünkü direndik.
F Tipi hapishaneler katliam, işkence ve tecrit demekti.
Hedef DHKP-C idi, çünkü teslim olmayan bir tek DHKP-C vardı.
F Tipi hapishanelere karşı direnişimizi 6 yıl 3 ay yani 75 ay sürdürdük.
Oportünist örgütler 1 yıl 7 ay 8 gün sonra direnişi bıraktılar.
TEKRAR EDİYORUZ
Büyük Direniş 20 Ekim 2000’de başladı,
22 Ocak 2007’de sona erdi.
Direniş 6 yıl 3 ay 2 gün, 75 ay, 326 hafta 3 gün,
2286 gün, 25 mevsim sürdü
SADECE BİR YIL YEDİ AY SEKİZ GÜN, DİRENİŞ İÇİNDE OLDULAR.
Düşman karşısında Cepheli tutsakları yalnız bıraktılar.
Direnişte 122 şehit verdik. 99’u Cepheli.
34 tanesi dışarıda şehit oldu.
Şehitlerimizden 48’i kadındı.
122 şehidin 24’ü cayır cayır kendini yaktı.
400’ü aşkın tutsak bu direnişte sakat kaldı.
13 Ölüm orucu ekibi çıkarıldı.
TAYAD’lıların Abdi İpekçi Parkı’nda başlattıkları oturma eylemi 27 Ocak 2007’ye kadar, tam 3 yıl, 4 ay, 2 hafta, 1 gün yani 1230 gün sürdü.
F Tipi hapishaneler teslim alma politikasının o güne kadarki en büyük saldırısıydı.
Direndik Başaramadılar.
Başaramadılar. Ve sessiz sedasız Kuyu Tipi hapishane saldırısını başlattılar.
Direniyoruz Başaramıyorlar Başaramayacaklar.
İçeri ve dışarının farkını ortadan kaldırmıştır direnişlerimiz
Büyük Direniş’te 122 şehitten 34’ü dışarıda şehit olmuştur.
F tiplerinde direniş, dışarıyla birleşti. Dışarıda Armutlu’da katliam yapıldığında feda eylemleriyle içeri taşındı. Armutlu Katliamı’nı hapishanelerde arka arkaya feda eylemleriyle cevapladık.
Ankara elin altında Abdi İpekçi Parkı’nda 27 Ocak 2007’ye kadar, tam 3 yıl, 4 ay, 2 hafta, 1 gün yani 1230 gün geceli gündüzlü oturma eylemi yaptık.
20 Ekim 2000’den
17 Ocak 2007’ye
Abdi İpekçi
Direnişi:
3 yıl
40 ay
160 hafta
1230 gün
13 mevsim SÜRDÜ
‘84 Ölüm Orucu Direnişi 75 Gün Sürdü. İlk Şehidini 63. Günde Verdi
‘96 Ölüm Orucu Direnişi 69 Gün Sürdü. İlk Şehidini 63. Günde Verdi
2000-2007 Ölüm Orucu Direnişi 75 ay sürdü. Direniş ilk şehidini 150. Günde verdi. Berkan Abatay 589. Gün Şehit Düştü.
Uzun süreli direnişimiz zafer kazanma kararlılığımızdır.
‘84 ve ‘96 Ölüm Orucu direnişlerinde çok sayıda tutsak Wernike Korsakof hastalığı nedeniyle sakat kaldı.
Hastalığın nedeni, B1 vitamini eksikliğine bağlı beyinde görülen hasardır.
Hastalığın sonucu, hafıza kaybı ve beynin yaşananları kaydetmemesi.
2000 yılında ölüm orucu direnişi gündeme geldiğinde, direnişte B1 vitamini de alma kararı aldık.
Hedeflerimizden biri B1 vitamini eksikliğine bağlı sakatlıkları önlemekti.
Hedeflerimizden diğeri, direnişimizi çok daha uzun süreye yaymaktı.
’96 Ölüm Orucu direnişi 69 gün sürdü. “Her anı eylem olan 69 gün” dedik.
Çünkü ölüm orucu direnişinin her anı eylemdir.
Her an halka siyasi gerçekleri açıklayan bir eylemdir.
Emperyalizmin faşizmin yasaklarını, kuşatmasını yaran, halka ulaşan, anlatan, politikleştiren, halkı devrim saflarına çağıran bir eylemdir.
2000-2007 ölüm orucu direnişinde 75 ay halka siyasi gerçekleri açıkladığımız bir eylem süreci yaşadık.
Direnişte Berkan Abatay gibi 589. gün direnişi sürdürerek şehit düşen yoldaşlarımız da vardı.
Faruk Kadıoğlu gibi 17. Günde faşizmin zorla müdahale ve sakat bırakma politikasını boşa çıkarmak için feda eylemi yaparak şehit düşen yoldaşlarımız da vardı.
Hapishane müdürü ile görüşmede müdürün çakmağını gizlice alarak feda eylemi yapan yoldaşlarımız da vardı. Hedefinden bir an bile şaşmayan bir kararlılık ve yaratıcılıkla direndik.
Direnişi kırmak için tahliye politikası geliştirildi. Küçük Armutlu’yu direniş mahallesine dönüştürdük. Direniş dışarıda sürdürüldü. Katliam saldırısına direndik. Sultan Yıldız, Arzu Güler, Barış Kaş ve Bülent Durgaç’ı şehit verdik. Katliamı protesto ettik. Kendimizi yakarak feda eylemleri geliştirdik.
Her anı eylemdi.
Her an düşmanla dişe diş bir çatışma.
Tarihte benzeri olmayan bir savaş. İrade savaşı. İdeolojik savaş. Politik savaş. Askeri savaş. Yalanla gerçeğin savaşı. Burjuvazinin kültürü ahlakı ile devrimci kültürün ahlakın savaşı.
Biz kazandık.
1947’den günümüze emperyalizmin hâkimiyet programı var. On yıllara yayılan Uzun Süreli bir program.
Bizim de programımız var. On yıllara yayılan ve uzun süreli bir direniş ve savaş programı.
Emperyalizm ve işbirlikçi oligarşi F tipi hapishanelerden çıkardığı derslerle, SRY kuyu tipi hapishaneleri gündeme getirdi.
Sessiz sedasız açıldı Kuyu Tipi hapishaneler. Dünyanın haberi, Cephe tutsaklarının kuyu tiplerine götürülmesi ve direnişi ile oldu.
Bir yandan kuyu tipi hapishanelerde teslim alma saldırısı sürdürülürken, diğer yandan emperyalizme teslim olanlar yüzer yüzer hapishanelerden tahliye ediliyor.
Anadolu toprakları ölümüne bir direnişe ve teslimiyete tanıklık ediyor. Kürt Milliyetçileri ve onların peşine takılan oportünizmin teslimiyeti; işbirliğine, faşizmle görüşmelere, faşist şeflere övgülere dönüşüyor.
Biz bu koşullarda direnişi büyütüyoruz. Büyüteceğiz.
Yıllara yayılan açlığımızla, yıllara yayılan ateşli sabrımızla devrimi büyütüyoruz.
Emperyalizm faşizm halkın direncini kırmayı hedefliyor.
Biz direniş saflarını asla terk etmeden; halkın direncini, umudunu büyütüyoruz.
Emperyalizm ve faşizm F tipi hapishanelerden çıkardığı derslerle saldırıyor.
Biz de 75 ay süren direnişimizden çıkardığımız derslerle direniyoruz.
’84 Ölüm Orucu direnişini Maltepe, Kızıldere direnişlerinin örgütlediği yoldaşlarımızla yarattık.
’96 Ölüm Orucu direnişini, ’84 Ölüm Orucu direnişinin örgütlediği yoldaşlarımızla yarattık.
Bugün Kuyu Tipi hapishanelerde 2000-2007 Ölüm Orucu direniş sürecinde 5-6’lı yaşlarında olan yoldaşlarımız da var, 27 yıldır hapishanelerde tutsak olan yoldaşlarımız da var.
Kuşaktan kuşağa aktarılan bir devrim yürüyüşüdür bu.
Emperyalizmin yeni sömürgecilik ilişkilerinin sonucu Uzun Süreli halk savaşlarıdır.
Sürenin uzunluğunu belirleyen halkın devrim saflarına katılımıdır.
Halkın devrim saflarına katılımını belirleyen devrimcilerin halka siyasi gerçekleri açıklaması yani halkı bilinçlendirmesi, politikleştirmesidir.
Her anı eylem olan Ölüm Orucu direnişlerimizle halkımıza siyasi gerçekleri anlatıyoruz.
Halkımızın dikkatini günlük maişet derdinden çıkarıp, devrime çekiyoruz.
Emperyalizmin, faşizmin kuşatması altında büyük bir iradeyle beyinleri ve yürekleri kazanma savaşı yürütüyoruz.
Savaşımızın temeli ideolojik savaştır. Savaş alanımız halkın beyni yüreğidir. Hedefimiz ideolojik ve duygusal etkilemedir. Beyinleri ve duyguları devrimcileştirerek kazanacağız.
Yaşasın ölüm orucu direnişimiz!
Yaşasın daha direnişimizin ilk gününden ilan ettiğimiz zaferimiz!
ÖZGÜR TUTSAKLAR ÖRGÜTLENMESİ
