10 MART MUTABAKATI KÜRT HALKININ KURTULUŞU DEĞİL; KATLİAM ORTAKÇILIĞI, İŞBİRLİKÇİLİKTİR!
Colani (Ahmed eş-Şera) ve SDG komutanı Mazlum Abdi’yi ABD özel Apaçi helikopterleri ile alıp Şam’a getirdi; bir masaya oturtup 10 Mart’ta sekiz maddelik mutabakatı imzalattı.
Nedir 10 Mart Mutabakatı?
1)Tüm Suriyelilerin siyasi süreçte temsil edilme ve devlet kurumlarına katılım hakkı, dini ve etnik kökenlerinden bağımsız olarak liyakat esasına göre güvence altına alınacaktır.
2)Kürt toplumu, Suriye Devleti’nin asli bir unsuru olarak kabul edilecek ve vatandaşlık hakları ile anayasal hakları güvence altına alınacaktır.
3)Suriye topraklarının tamamında ateşkes sağlanacaktır.
4)Kuzeydoğu Suriye’deki (Rojava) tüm sivil ve askeri kurumlar, Suriye Devleti yönetimi çerçevesinde entegre edilecek; sınır kapıları, havaalanları ve petrol ile gaz sahaları devlet kontrolüne alınacaktır.
5)Tüm Suriyeli mültecilerin kendi şehir ve köylerine geri dönüşü güvence altına alınacak ve korunmaları Suriye Devleti tarafından sağlanacaktır.
6)Suriye Devleti, Esad rejiminin kalıntılarıyla ve ülkenin güvenliği ile birliğini tehdit eden unsurlarla mücadelede desteklenecektir.
7)Bölünmeye yönelik çağrılar, nefret söylemi ve toplumdaki ayrışmayı körükleyen girişimler reddedilecektir.
8)Uygulama komisyonları, anlaşmanın yıl sonuna kadar tamamen hayata geçirilmesi için çalışmalar yürütecektir.
İşte sekiz maddede 10 Mart Mutabakatı bu; 8. Madde de belirtildiği gibi yıl sonuna kadar ABD’nin belirlediği şekilde mutabakat maddeleri hayata geçirilmeye çalışıldı. Süre bitti. Rojava’da “21. Yüzyılın devrimi”ni yapan Kürt milliyetçileri yıl sonuna kadar Suriye İslam Devleti’ne entegre edilecek.
‘’Rojava devrimi’’ Kürt halkının kurtuluşu, Ulusların Kendi Kaderini Kullanma Hakkının Kullanımı Öyle mi?
Hayır! İŞBİRLİKÇİLİKTİR!
Yüzyıllardır ezilen, katledilen mazlum Kürt halkının emperyalizmin katliamlarına suç ortaklığı yapmaktır.
Kürt halkının Alevileri katleden HTŞ ile ortaklığıdır. Kürt halkının ABD emperyalizminin işbirlikçileştirilmesidir.
Kürt milliyetçi hareket Rojava’da 21. Yüzyılın devrimini yaptı öyle mi? HAYIR!
10 Mart Mutabakatı’ndan üç gün sonra katil Colani 33 maddelik geçici Suriye anayasası yayınladı.
Anayasanın bazı maddeleri şöyle;
- Suriye bir Arap Cumhuriyeti’dir.
- Coğrafi ve siyasi birlik bölünemez ve herhangi bir parçasından vazgeçilemez.
- Cumhurbaşkanının dini İslam’dır.
- İslam hukuku (fıkıh) yasaların, yasamanın temel kaynağıdır.
- Geçici anayasa bildirgesi beş yıl yürürlükte kalacak ve bu beş yıl içinde seçimler yapılmayacak. Geçiş dönemi olarak adlandırılan bu süreçte beş yıl boyunca Colani cumhurbaşkanı olacak.
Sekiz maddelik 10 Mart Mutabakatı ile Rojava devrimi İslam Hukuku (şeriat) ile yönetilen Suriye Arap Cumhuriyeti’ne entegre olacak.
Bu mu DEVRİM? Bu mu demokrasi? HAYIR!
Kürt sorunu çözüldü mü? Hayır!
Şeriatla yönetilen, ABD emperyalizmin işbirlikçisi bir yönetim kukladır.
10 Mart Mutabakatı Kürt Milliyetçilerini 7342 Alevi’nin Katledilmesinin Suç Ortağı Yapmıştır
SOHR (Suriye İnsan Hakları Gözlem Evi)’nin 7 Mayıs 2025 tarihli raporuna göre Suriye’de HTŞ’nin iktidara geldiği 8 Aralık 2024 tarihinden itibaren 7342 Alevi katledildi. 10 Mart Mutabakatı’nı imzalayan Kürt milliyetçi hareket Suriye’de katledilen 7342 Alevi’nin suç ortağıdır.
“Demokratik Toplum” İsteyen Öcalan’ın “Demokratlığı”na
Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun İmralı görüşmesinde Öcalan; “medyada çıkıp bazı yorumcuların, bazı habercilerin, bazı kanalların, sürecin aleyhine yorumlar yapması bizim çözeceğimiz bir sorun değil. Bu da iktidarın. Bugün medyada hükümetin elinde, AKP’nin elinde, yargı da AKP’nin elinde ancak hala televizyonlarda, kanallarda, haberlerde bu sürece karşıt bir yerden hem sözünü hem dilini gerçekten ciddi anlamda bir nefrete, bir öfkeye büründüren bazı kesimler var. Bu tür meseleleri ortadan kaldırmak yine iktidarın görevi ama bu konuda da bir ilerleme kaydedilmediğini de belirtmek isterim” diyor.
Gördünüz mü Öcalan’ın demokratlığını?
“Demokratik Toplumu” nasıl inşa edecekler?
“İktidarda siz (AKP) varsınız, yargı sizin elinizde, basını, televizyonu medyayı susturun, sürecin aleyhine konuşanları hapse atın” diyor Öcalan.
