Bütün Yoksul Mahalleler Bizim Olacak: Küçük Armutlu
Boran Yayınevi
Birinci Baskı: Mart 2011
Kitabı İndirmek İçin Tıklayınız
Gecekondu mücadelesi denilince ilk akla gelen yerdir Küçük Armutlu…
Yıkımlar, saldırılar, direniş…
Bu üç kelime Küçük Armutlu gerçeğini belki özetleyebilir. Ama asla yeterli değildir.
Küçük Armutlu arazi mafyasına, devletin kolluk güçlerine, türlü çeşit saldırı araçlarına karşı kendisini savunurken diğer yandan da halkın kendi örgütlülükleriyle yaşamı örgütlediği bir deneyimdir.
Dayanışma ve kolektivizmle bir mahallenin en başından yaratılabileceğinin örneğidir.
Yaratılan sadece binalar, duvarlar, yollar değildir.
Yaratılan aynı zamanda adalet anlayışıdır.
Halkın değerlerine göre yaşamı örgütlemektir.
Devrimci kurallarla halkın değerlerinin birleşmesi; ete kemiğe bürünmesidir.
Küçük Armutlu’nun nasıl bir yer olduğu konusunda herkesin farklı bir düşüncesi olmuştur. Kuşkusuz bu farklılıkları belirleyen değerlendirmeyi yapanların sınıfsal konumlarıdır.
Devletin saldırması için Armutlu’yu hedef göstermeyi görev bilen burjuva medyaya göre “kurtarılmış bölge”; Polise göre her biri “terörist”; Oligarşiye göre boğazın en güzel manzaralı topraklarına el koymuş, asla oraları hak etmeyen baldırıçıplak takımıdır.
Sola göre ise; Armutlu öteden beri devrimcilerin yoğun olarak çalıştığı, devrimcilerin çalışma yaptığı diğer mahallerden çok da farkı olmayan bir mahalledir.
Armutluyu “sıradanlaştıran” bir bakıştır.
Elbette ki bu değerlendirmelerin hiçbiri Armutlu gerçeğini ifade etmez.
Armutlu halktır.
Örgütlü bir halktır.
Kendi haklarına sahip çıkması gerektiğini bilen bir halktır. Yıkımlara karşı mücadelede Türkiye’de ilktir.
Öyle ki 1980-1990’lı yıllarda gecekondusunu savunmanın meşruluğunu, direnmenin meşruluğunu öğreten bir örnek olmuştur.
Diğer emekçi kesimler için de bir modeldir.
Küçük Armutlu sadece ekonomik-demokratik mücadele örnekleri yaratmamıştır.
2000-2007 Ölüm Orucu eyleminde düşmanın oyunlarını boşa çıkaran misyonunu oynamış; direnişle anılan adını bir kez daha büyütmüştür.
Küçük Armutlu devrimci hareketin yarattığı özgünlüklerden birisidir.
Armutlu’nun direnişlerine uzlaşmazlığını ve sonuç alma niteliğini veren; oradaki yaşamı örgütleyen, kuralları belirleyen, halkı birleştiren bir ideoloji var.
Bunun içindir ki Armutlu, onu var eden ideolojinin kendisi kadar özgündür.
Küçük Armutlu devletin hem korkusu hem de acizliğidir. Korkusudur; çünkü Armutlu’nun ilkokullarını dahi karakol yapmaya kalkmış, 6 yaşındaki Sevcan’ın polis panzeri altında ezilmesine neden olmuştur. Acizliğidir; çünkü katliam yaparak Armutlu’ya giren dönemin emniyet müdürü, Sevcan yaşındaki çocuklara ekmek, süt, şeker dağıtarak; işgal ettiği yoksul gecekondu evlerinin üzerine karakol tabelaları asarak varlığını kabul ettirmeye çalışmıştır.
Küçük Armutlu bir mevzidir.
Devletin fiili, ekonomik, siyasi, ideolojik saldırılarını karşı yıllardır devam eden bir savaş vardır orada…
Her mevzi savaşında olduğu gibi kayıplar da kazanımlar da devam edecek. Ancak hiçbir zaman Armutlu’nun direnişle özdeşleşen anlamı değişmeyecek.
Armutlu’nun emekçi ailelerinden birisi onu köprüye benzeterek anlatır: “Bakın şu Narin Köprüsü’ne… Bazen kırılır dökülür, üzerinden iyisi geçer, kötüsü geçer… Ama ayakları çok sağlamdır. Hiç değişmez.”
